Engellinin Manevi Hayatı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Engellinin Manevi Hayatı

Engellinin Manevi Hayatı
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kavmim Kuranı erk etti

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
BenGiSu

BenGiSu


Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 12/03/09
Nerden : Kütahya

Kavmim Kuranı erk etti Empty
MesajKonu: Kavmim Kuranı erk etti   Kavmim Kuranı erk etti Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:43 pm

Kavmim Kuranı erk etti Kur_an_i_kerim

"Kur'an'ı terketmek", "Kur'an'ı terkedilmiş bırak­mak" ve "Kur'an'ı terkedilmeye layık görmek"; bu cümlelerin hepsi de Kur'an'la ilgili temel bir yaklaşımı, Kur'an'ı ya temelden reddetmeyi ya da kabul etmiş görünüp, onu, insan hayatını tedvir edici bir ilahi kanun­lar mecmuası olarak kabul etmemek suretiyle (endirekt olarak) reddetme keyfiyetine işaret eden ifadeler olup, Furkan suresinin 30. ayetinin mealinden başkası değil­dir.

Tamamı 77 ayet olan Furkan suresi Mekke'de, -muhtemelen Mekke'nin orta dönemlerinde- nazil olmuştur. Surenin baş taraflarında, Mekke putperestlerinin Hz. Peygamber hakkındaki ve Kur'an hakkındaki şeytani yaklaşımları; Kur'an vahyini etkisizleştirmeye yönelik propagandatif söylentileri konu edilmekte; bunlara gerekli ilahi cevaplar verildikten sonra, kafirlerin asıl olarak es-Sa'ah olarak adlandırılan kıyamet (ve yeni­den dirilişi) yalan saydıkları üzerinde durulmaktadır.

İşte bu izahların akabinde, Peygamber Hz.Muhammed'in (a.s.) lisanıyla, üzerinde duracağımız şu sözler irad edilmektedir.

"Ve [o gün] Rasul: "Ey Rabbim!" diyecek, 'Kav­mimden [bazıları] bu Kur'an'ı gözden çıkarılacak bir şey olarak gördü!"

Kureyş müşriklerini hedef alan bu sözlerin, Hz. Peygamber tarafından Mekke'de mi söylendiği, yoksa ahirette mi söyleneceği, tartışma konusu olmuştur. Ayetin siyak ve sibakı, her iki ihtimali de mümkün kılmaktadır.

Bu sözleri Hz.Peygamber'in, müşriklerin tazyiklerinden ve saldırılarından bunaldığı bir anda söylediğini düşünen müfessirler, Nuh Peygamberin, kavmini Allah'a şikayet edip, helak edilmelerini talep etmesi ile Hz.Muhammed'in bu sözü arasında bir benzerlik kurmakta ve Hz.Muhammed'in de, Nuh gibi, -zımnen- kavminin helakini istediği anlamına geldiğini ileri sürmektedirler. Fahreddin er-Razi ise bu sözün arkasından Hz.Peygamber'in, beddua etmeyip beklemeyi tercih ettiğini delil göstererek, bu yorumu geçersiz saymaktadır.

Müfessir Beyzavi ise, Nuh Peygamber örneğini işin içine hiç karıştırmaksızın, Peygamberin bu sözünün müşrik kavmini korkutmak maksadına yönelik olduğunu belirtmektedir: "Bu sözde Peygamber'in kavmini korkutma anlamı vardır. Çünkü Peygamberler (a.s.) kavimlerini Allahu Teala'ya şikayet ettikleri zaman azap edilmeleri aciliyet kesbeder."

Bize göre, Peygamber'e ait bu sözün "dünyada mı söylendi, ahirette mi söylenecek?" tartışmasının fazla bir önemi yoktur. Çünkü bu söz, Hz.Peygamber'den tek bir kere sudur etmiş, salt bir kelamdan iba­ret olmayıp, yaşanan bir hayata, bir keyfiyete, Mekke toplumu ile Kur'an münasebetine delalet eden bir tespittir. Kur'an-ı Kerim'de bunun örnekleri çoktur. Hz.Peygamber'in bu şikayeti hem kavlen hem halen 13 yıllık Mekke döneminde varid idi, Ahiret ise, zaten bu şikayetin muhataplarının hesap vereceği mahaldir.

Şu halde önemli olan, Peygamber'in kavminin Kur'an'ı terketmesinin, terkedilmiş tutmasının ne anla­ma geldiği ve bu anlamın günümüz "Müslüman toplu­mu" açısından ne ifade ettiğidir.

el-Mehcur sözcüğü, terkedilmiş, kendisinden ayrılınmış anlamına gelmektedir. Yani Hz.Peygamber'in dilinde bu söz, "Bu kavmim (Kureyş). Kur'an'ı terketti ve ondan ve ona imandan insanları engelledi." anlamına geliyordu.

Kureyş kabilesi Hz.Muhammed'i dinlemek bile istemiyordu. Çünkü dinlemek, dinlemeye kabul görmek demekti, ona belli bir değer atfetmekti. Oysa onlara göre Kur'an'ın böyle bir değeri olamazdı. Kureyş, Allah'ın Muhammed'i elçi olarak seçmesini hazmedemiyordu; daha doğrusu öyle görünüyordu. Çünkü sıkıntının esas kaynağı vahye teslim olamamak­tı. Bunun için, Allah'ın Muhammed'i elçi seçmesini problemin esasıymış gibi kullanıyorlardı:

Kur’an neden iki büyük adam'dan birine indirilme­miş de Muhammed'e indirilmişti? Muhammed'i gördükçe, "Bu mu Allah'ın Peygamber olarak gönderdi­ği?" diyorlardı. Kur’an vahyini etkisiz hale getirmek için kafirlerin başvurduğu yöntemin bir parçası da, Hz.Muhammed'i mecnun ilan etmekti. Yani, Onun cinlerle ilişkisi olduğunu, vahyin bir anlamda saçma-sapan şair sözlerinden ibaret olduğunu ileri sürüyorlar­dı.

Tıpkı. "Sakın ilahlarınızı terketmeyin; Vedd, Suva, Yeğus, Yeuk ve Nesr'i asla bırakmayın!" diyerek Nuh'a karşı şirk asabiyyeti ile karşı koymaya çalışan benzerleri gibi, kendileri de Lat, Menat, Hubel ve Uzza gibi ilahlarına dört elle sarılmaktaydılar. Hem de onların birer taş kütlesinden ibaret sanal tanrılar olduklarını bile bile:

"Liderleri öne atılır: Pes etmeyin ve ilahlarınıza sımsıkı sarılmaya devam edin: yapılacak tek şey budur!" Biz, yeni itikatların hiç birinde böyle [bir iddia] duymadık! Bu [fanî bir insanın uydurmasından başka bir şey değildir! Ne yani! [ilahi] uyarı, içimizden bir tek ona mı indirildi?..."

Kafir Mekkeliler'in durumunun bir benzeri. Bakara suresinde Ehli Kitab'a ilişkin anlatılmaktadır:

"Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir elçi gelince Ehli Kitab'dan bir fırka. Allah'ın kitabını arkalarına attılar; sanki onu hiç bilmi­yormuş gibi davrandılar."

Kureyş'i Bugüne Taşımak

İşte bütün çağlarda olduğu gibi 21. asırda da Kur'an aynen bu şekilde "mehcur" bırakılmaya devam etmek­tedir. Yani Kur'an terkedilmiştir. Mümkün mertebe görmezden gelinmekte, yok sayılmaktadır. Onu görür­den gelenlere, var sayanlara düşmanlık etmede bir şey değişmiş değildir. Ama, değişen çok önemli bir şey var ki, günümüzün, Kur'an'ı mehcur bırakan toplumları, -Mekkeliler'in aksine- kendilerini Kur'an'a nisbet etmek­te hiçbir beis görmüyorlar...

Aslında "Kur'an'ı terkedilmiş bırakma" sürecinde, Peygamberden sonraki kısa bir dönemin dışında, hemen hemen bir kesinti söz konusu değildir. Bu süreç, çok değişik kültürel, düşünsel, edebi, mistik, siyasi v.b. istasyonlardan geçerek, bugünlere kadar gelmiştir. "Kur'an'ı terkedilmiş bırakma" yürüyüşü, her istasyondan yeni bazı curufat yüklenerek; hem de kendisini uyarmaya kalkışan, Kur'an'ın gerçek bağlıları­nı da kolayca elimine ederek ilerlemeye devam etmek­tedir. Bu yürüyüş -en iyisini Allah bilir ama-, kıyamete kadar da devam edecektir.

Kur'an, salt sevap kazandıran bir kıraet olarak algılanmaktadır. Ayrıca, muska, büyü, tılsım, nazarlık gibi İslam-öncesi kalıntılar için de Kur'an alet edilmeye devam etmektedir. Şeyhler, erenler ayaklarını öptürürken, bu cürme Kur'an nezaret ettirilmektedir.

Günümüzde özellikle, Ahmed Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Celaleddin Rumi gibi tasavvuf uluları­nın İslam anlayışı doğrultusunda "Türk tipi İslam" adı altında alternatif bir din oluşturulmaya çalışılmaktadır, Bu yeni dinde Kur'an'ın adı var ama kendisi yok; onun yerine, kimi ruhanilerin mistik hezeyanları var.

Çağımızda din, bir toplumu oluşturan faktörlerden biri olarak, görece toplumsal bir kabulü haizdir. Seküler Batı dünyasına öykünerek kurulan yeni Türkiye siyasi sistemi, Kur'an'ın buraya kadar anlatılan boyutlarda algılanmasından memnun ve mesrurdur. Bu algılama­nın, -Kur'an'ın aleyhine olarak- daha ileri düzeylere götürülmesi için de olağanüstü bir gayret göstermekte­dir.

Fakat sistemin kendisi bu konuda epeyce rahatla­mış, sıkıntılı günleri geride bırakmıştır; zira bu davayı "içerden" güdecek, bu uğurda bilimsel tezler(!) geliştire­cek kendi teologlarını yetiştirmiş bulunmaktadır. Artık hiçbir siyasinin, devlet başkanının v.s. Kur'an'ın çağın ihtiyaçlarına cevap veremez olduğunu söylemesine gerek kalmamıştır! Çünkü bunları daha ele-güne çıkar bir biçimde, daha bilimsel argümanlarla, daha oturaklı, ağdalı cümlelerle bizzat Kur'an'ın müntesipleri (!) söyle­mektedir! Kur'an'ın ibadet, ahlak ve itikada ilişkin pren­siplerinin dışında kalan hukuk ve ahkam ayetlerinin tarihselliği, sözkonusu teologlar tarafından dillendirilmektedir.

Egemen sistem Kur'an'ın depolitizasyonu için artık çok fazla efor harcamamaktadır. Çünkü teologlar, Kur'an'ın siyasetle hiçbir alakasının olmadığını onlardan çok ileri düzeyde iddia ediyorlar. Kur'an, manas­tır hayatı gibi bir ibadet; hoşgörü, itaat, kurban kesmek, oruç tutmak, çarşı-pazarda hırsızlık yapmamak gibi birtakım dindarlık tezahürlerinin dışında, hayata müdahil her türlü talepten arındırılmış durumdadır!

Buna göre Kur'an'ın, Allah'ın istediği şekilde bir toplum yapı­landırılması için hiçbir talebi bulunmamaktadır. Bunlar ideolojik ve totaliter bulunmaktadır.

Şimdilerde Kur'an, demokrasi, liberalizm, hoşgörü, birlikte yaşam, çok hukukluluk, ideolojiden yalıtılmış devlet (!) gibi yükselen değerler'den sayılan bu kavramlara göre okunmakta, bunlara uymayan mesaj­lar gözden çıkartılmaktadır.

Bu arada konfora dayalı lüks bir yaşam da müslü­man toplumların idealini süslemektedir. Dolayısıyla Kur'an'ın mala, kazanmaya, harcamaya, infaka, Allah yolunda mallarımızı harcamaya ilişkin ayetleri de kolay­ca ve kendiliğinden buharlaşmaktadır.

Kur'an'ı mehcur bırakma'nın en bariz sonucu, müslüman toplumların düşünceyi, tefekkürü, akletmeyi, Allah'ın kevni ayetleri üzerinde kafa yormayı tamamen terketmiş bulunmalarıdır. Artık tefekkürün yerini büyülü camın sihirli dünyası almıştır. Bütün bir "müslüman topluluk", iki üç tane TV kanalıyla kolaylıkla hipnotize edilmektedir. Yani, aklını kullanmayan toplumun üzerine Allahu Teala rics indirmektedir.

Sonuç itibariyle, Kur'an günümüz müslüman toplum­larının değerlerinin kaynağını oluşturmuyor. Kur'an çoktan gözden çıkartılmıştır. Müslümanlar tam bir dünyevileşmeyi yaşıyorlar. Dünyaya ve mala çakılıp kalmış durumdadırlar? Ahiret hesabı onları sanki hiç alakadar etmemektedir. "Müslüman toplumlar"ın, Kur'an'a dayalı bir toplum inşa etmek gibi bir gayretleri, hedefleri gözlenmemektedir.

Mehmed Durmuş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Şerife Çağ
Admin



Mesaj Sayısı : 132
Kayıt tarihi : 28/02/09
Yaş : 38
Nerden : Burdur

Kavmim Kuranı erk etti Empty
MesajKonu: Geri: Kavmim Kuranı erk etti   Kavmim Kuranı erk etti Icon_minitimePerş. Mart 19, 2009 10:42 pm

Allah Kuran`ı Kerim`i elimizden bıraktırmasın inşallah


Bengisu Allah razı olsun paylaşım için teşekkürler Wink
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://Engellinin.Manevi.Hayatı
 
Kavmim Kuranı erk etti
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Engellinin Manevi Hayatı :: Dini Konular :: Kuranı kerim-
Buraya geçin: