2000 yılında saçı açık, süsüne dikkat eden bir kız idim. Hatta şakayla dahi olsa aynanın karşısına geçer başörtüsünün bende ne kadar itici durduğunu düşünür, kendimle alay ederdim. Ama gerçekten de yakışmazdı.
Bir gece rüyamda sadece yüzünü hayal meyal gördüğüm, aksakallı, saçları ağarmış biri, Lâilâheillâllah diyerek dua etmemi söyledi. Sonra ikinci ve daha yüksek bir sesle yine Lâilâheillâllah ile dua etmemi söyledi. Üçüncüde bu ses ile her yer çınladı sanki ve birden yataktan fırladım. Tam da sabah ezanı okunuyordu ve müezzin Lâilâheillâllah diyordu. Biraz durup yattım. Bugünkü aklım olsa namaz kılıp da yatardım.
O gördüğüm şeyin ne olduğunu bilmiyorum. Rüya mı yoksa ben sabah ezanındaki Lâilâheillâllah’larımı duydum. Ama o hayal de olsa gördüğüm yüzü unutacak ve bana “Dua et” dediklerini uyduracak kadar bunamış değildim. Galiba en doğrusu, onun Lâilâheillâllah tavsiyesiyle ezanın Lâilâheillâllah ifadeleri aynı ana denk gelmişti.
O rüyadan sonra ne oldu derseniz? Artık başörtüsü ile aynanın karşısına geçtiğimde bana ne kadar yakıştığını düşünüyordum. Sanki Allah tarafından yüzüme nur geldi. Ve bana başörtüsü çok yakıştı gibi geldi. Sonra o senenin Ramazan ayında namaza başlamaya karar verdim. İnanın hangi namaz kaç rekât onu bile bilmiyordum. Ama başardım.
Şimdi sene 2008 ve ben hâlâ namazıma devam ediyorum. Tam dört dörtlük kılamıyorum belki, ama hamdolsun kopmuyorum.
Sonra yine bir Ramazan ayında evimde Kur’an öğrenmeye karar verdim. Her gün bir saat vakit ayırıp onu da başardım sayılır. En azından Yasin suresini Arapça okuyabiliyorum. Allah devamını da nasip etsin inşaallah.
Kısacası o sabah ezanı okunurken duyduğum ses beni çok değiştirdi. Allah hepimize daha güzel şeyler nasip etsin inşaallah.